Anadolu'nun kadim tas sokaklarinda, geçmisin gölgesi ile modern hayatin rüzgâri arasinda sikisip kalmis bir kadinin hikâyesi... Yazgi Sapagi, aile baglarinin sicakligi ile toplumsal baskinin soguklugu arasinda ince bir çizgide yürüyen Elif'in iç dünyasina açilan bir kapi. Yirmi alti yasindaki Elif, yüksek tas duvarlarla çevrili eski bir konakta, geleneklerin sekillendirdigi bir yasam sürmektedir. Üniversite egitimini tamamlamis, edebiyatin büyülü dünyasinda nefes almis olsa da, içinde yasadigi çevre onun hayallerini dar bir kafese hapsetmistir.
Görücü usulü evlilik baskisi, geçmiste yasadigi yarim kalmis bir askin acisi ve ailesinin "dogru" kabul ettigi hayat, Elif'i kendi yolunu seçme arzusuyla karsi karsiya getirir. Onun hikâyesi, sadece bireysel bir özgürlesme çabasi degil; ayni zamanda gelenek ile modernlik, kader ile irade arasindaki evrensel çatismanin da bir yansimasidir.
Elif'in sessiz isyani, geceleri gizlice yürüttügü çeviri isleriyle baslar. Bu küçük ama anlamli adim, onun için sadece ekonomik özgürlük degil, ayni zamanda kendi kimligini yeniden insa etme sürecidir. Ancak her adiminda ailesinin beklentileri, toplumun yargilari ve geçmisin gölgeleriyle yüzlesmek zorunda kalir.
Cuma Bozkurt'un akici ve derinlikli anlatimi, okuru Elif'in duygularina, ikilemlerine ve umutlarina ortak ederken; Anadolu'nun tarih kokan sehirlerini, yasam ritmini ve kültürel dokusunu da incelikle yansitir. Yazgi Sapagi, kadin olmanin zorluklarini, bireysel özgürlügün bedelini ve kendi yazgisini degistirme cesaretini sorgulayan çarpici bir roman. Bu eser, okuru sadece bir karakterin degil, ayni zamanda kendi hayatinin da sapaginda durup düsünmeye davet ediyor.
Yaklasik 100 sayfa.