Üstad Bediüzzaman Hazretleri, 1948-1949 yillari arasinda Afyon Cezaevi'nde yirmi ay tutuklu olarak kalip tahliye edilmesinden sonra tekrar Emirdag'a dönmüs, orada bir müddet kalmis, 1951 yilinda Eskisehir'de iki ay kalmasina müteâkip de, "Gençlik Rehberi" mahkemesi münâsebetiyle iki defa Istanbul'a gelmistir. Bu lahika, üçer ay Istanbul'da kaldigi 1952-1953 tarihlerinde ve daha sonra yine Emirdag'da iken talebelerine yazdigi mektuplardan, mahkemelere ve dâvâlara temas eden meselelere dâir müteaddit bahislerden olusmaktadir.
1947'nin sonlarina dogru Ismet Inönü Afyon'a gelip idarecilere; "Bu vilayette din cihetinde bir karisiklik çikacagini zannediyoruz" diyerek dügmeye basmisti. Hemen isareti alan, tiyneti bu ise müsait bazilari Üstad'a baskiya basliyorlar. Dahiliye Vekili'nin emriyle Afyon Valisi ve Emniyet Müdürü, yildirma ve sindirme için baskin üzerine baskin düzenliyor, komplo üzerine komplo hazirliyorlardi. Bediüzzaman halk karsisinda, gülünç ve küçük düsürülmek için sarigi çikarilip basina sapka geçirilmeye çalisiliyor, karakollara götürülüp o hasta ve yasli halinde saatlerce ayakta bekletiliyordu. Bu baski ve zulümler devam ederken yer siddetli zelzeleler ile sarsilmaya basladi. Bu sarsintinin merkezi de Emirdag'di."
