Bu, sonu cok belli ama yolculugu da bir o kadar gizemli olan hayatin yasayanlari hep haddinden fazla heyecanliydi...
Kaideleri ezberlemeye calisirlardi bir yandan da.
Cünkü tadina varmayi cok istedikleri ama ne yazik ki kisitli bir sürede gerceklestirmeleri gereken ve de ellerine tutusturulan, iade sansi olmayan tek yön biletleriyle ciktiklari gizemli yolculuklarinda karsilastiklari sapaklardan, dogru olani secmek isterlerdi.
Yanlis sapaklarda oyalanip zaman kaybetmek istemezlerdi.
Ezberlerlerdi hayatin bütün yollarini, daglarini, patikalarini, rüzgarlarini, ormanlarini, yanginlarini, firtinalarini, acilarini, asklarini ve baskalari tarafindan yazilmis kurallarini...
Tüm bunlari ögrenmek icin de; hic yanlis yola sapmadan, hic kaybolmadan, hic celme takilmadan, hic sasirmadan, hic kaza yapmadan, hic yaralanmadan ve hic aglamadan; mutlu, huzurlu, coskulu ve gururlu bir sekilde yolculuklarini tamamlamis olanlara danisirlardi.
Ögrendiklerini unutmamak icin de büyük bir titizlikle not alirlardi. Kiyamadiklari zamanlarini baskalarinin kurallarini bir deftere yazarken ve bir yandan da onlari ezberlemeye calisirken harcarlardi...
Ama bilmezlerdi, aslinda hayat kaidelere tamah bile etmeyen kocaman bir istisnaydi...
Nilgün Bodur, 5. kitabi Kaideye Tamah Etmeyen Istisnadir Hayatta bir acidan yola cikarak insanliga, aska iliskin hisleri ve düsüncelerini, 9 yasindan bu yana tuttugu defterine yazarcasina samimiyetle yaziyor. Ve kitabin sonunda bize de kendimize sormak kaliyor Gercekten kural diye bir sey var mi, yoksa kural diye bildigimiz her sey istisna mi