Yasam tam da ölümü kabullendigin anda baslar. Ölümü kabullenmeli ki insan, aldigi nefese siki sikiya sarilabilsin. Ötanazi Okulunda yalnizligin icinde solmayi bekleyen Yesil icin hayatina giren suikastci bir durak gibiydi. Ölmeden önce ugrayacagi issiz, corak ama güvenli bir son durak... Belki de ayrilmak istemeyecegi tek durakti bu. Az da olsa nefes alabilecegi tek durak... Fakat zaman daraliyordu, gögsünde saatli bir bomba gibi tasidigi kalbin ömrü tükeniyor, Yesili de beraberinde tüketiyordu. Herkesin ölesiye istedigi bir kalbin tasiyicisi olmanin bazi bedelleri vardi ve Yesil, belki de en agir bedeli ödüyordu. O kalbin icinde yasamayi... Tehlike ve gizemin ic ice gecmis duvarlariyla örülü Ötanazi Okulu, serinin ikinci kitabiyla yeni sirlara kapi aralamaya devam ediyor. Kabul etmek istemedigim tek sey onun beni yasattigi ve benim disimdaki herkesi öldürdügüydü. Cennet ve cehennem tek bir vücutta hüküm süremezdi.