Görüslerini inceledigimiz kelamcilar, mensup olduklari dinlerinin geregi olarak asli itibariyle mucizenin imkani ve vukuu hususunda bir tereddüt izhar etmemisler, ancak kimi mucizelerin sihhati ve algilanmasi gerektigi sekil noktasinda dogal olarak farkli birtakim tavirlar gelistirmislerdir. Yasadiklari cagin etkisini hisseden bu zevatin karsi karsiya kaldiklari duruma verdikleri tepki elbette birbirinin ayni olmamistir. Islamin daha güclü bir sekilde anlatilmasi derdinde birlesen bu sahsiyetler, kurtulus recetesi olarak sunduklari fikirlerinde farkli mütalaalar yürütmüslerdir. Kelamcilarimizin muhafazakar veya modernist secmis olduklari yol itibariyle birbirlerinden ayrilmalari, mutlak bir surette farkli bir gaye pesinde kosmalarini gerektirmedigi icin Islam temel ilkeleri zedelemedigi müddetce bu yaklasimlari bir zenginlik olarak degerlendirmek ve onlardan istifade etmek en uygun yol olarak gözükmektedir.
