ayata karsi bilgelik edinmis, bir devri anlamanin ve zamandan azade kalarak varolusun anlamini kavramanin esigine gelmis bir zihnin duru dimagini durmadan askla doldurmus bir akil adamiydi Yunus Emre.
Hocasi Taptuk Emrenin dergahinda gecirdigi günlerde hayata karsi hamligini atmis, ruhunu ve zihnini derin sorularin derin yanitlariyla beslemisti. Söyledikleriyle de yaptiklariyla da caglara meydan okuyan Yunus Emre, hem bilgeligin hem de vicdanin sesi olmustu.
Kivanc Nalca, ayni zamanda bir tiyatro oyunu haline de getirdigi bu romaninda, Yunus Emrenin Taptuk Emre dergahinda gecirdigi zamani, onun cektigi cileyi, hayata karsi edindigi vakari ve ruhunun nasil ululastigini anlatiyor.
Yazarin, dönemin ifade özelliklerini barindiran özgün üslubu, Yunus Emrenin derin bilgeligiyle bulusunca, ortaya muazzam güzellikte bir roman cikiyor.