Antik dünyada güzelligi, sifaciligi ve olaganüstü zekasiyla nam salan Nefertiti, Anadoluda baskenti bugünkü Mardin olan Mitannide bir kralin kizi olarak dünyaya gözlerini acar. Mitannili Prenses Taduhepa diplomatik bir evlilik icin gittigi Misirda Nefertiti adini alir. Firavun esidir ve bu genc cift cok tanrili dini reddederek tek tanrili bir din anlayisini benimser. Bir yanda din degisikligini benimsemeyen rahiplerin hosnutsuzlugu, öte yanda Nefertitinin art arda dogurdugu alti kiz ve Misiri kasip kavuran veba salgini icten ice büyüyen bir ayaklanmaya dönüsür. Halk tüm bu gelismelerden Kralice Nefertitiyi sorumlu tutar. Ne 3. Amenhotepin ikinci esi Kiyanin dünyaya getirdigi Tutankamon ne de Ana Kralice Tiyanin cabalari firavunu karisina duydugu büyük asktan vazgecirmeye yetmemistir. Gerek icerdeki catismalar gerekse sinir boyunda kaybedilen savaslar iktidar hirsi ile yanip tutusan General Horemheb ve ona yardim eden Vezir Ay icin firsat olmustur.

Bu kitap yasarken ve ölümünden sonra kiskancliklarin, nefretin, hayranligin, askin ve hüznün sembolü bir kralicenin büyüleyici yasaminin bir suikast agi ile nasil sarildigini gösterecek ve 18. Hanedanin yasamlarinin sirlarina isik tutacaktir. Kralice, binlerce yillik bir uzakliktan bizi hala büyülemeye ve hayran birakmaya devam ediyor. Adini tarihten silmeye calisanlara magrur bir durus ile adeta meydan okuyarak sessizce cevap veriyor. Güzel ve asil yüzünü sonsuzluga ceviriyor.Sen hala yasiyorsun Nefertiti ve bil ki adin güzellige es aniliyor hala, güzelligin her cesidinin var oldugu modern dünyada hem de. Hala yok senden güzeli ne simaen ne de zeka olarak. Efsanelerle sarili güzelligin her gün binlerce kisiyi sana getiriyor.

Dünyayi güzellik kurtaracak sözü ilhamini senden, sifacilik gelenegi kökenini ellerinden aliyor.