Insan zihninin cesitli tutumlari vardir. Biri siiri, uykuyu, romani üretirken bir digeri düsünceyi ve felsefeyi üretir. Bunlar birbirini dislayan degil, tamamlayan, bazen de iceren tutumlardir. Felsefede edebiyat, edebiyatta da felsefe bulunur, kimi durumda sair filozof, filozof da sairdir. Bu demektir ki felsefeden edebiyata giden ve edebiyattan felsefeye gelen yollar vardir.
Felsefeden Edebiyata basligini tasiyan bu calisma söz konusu yollarda kisa bir gezinti, bu yollarin imkanlari üzerine kücük bir denemedir. Kurulmaya calisilan ilgi, felsefe yollari henüz belirmemis kültürümüz acisindan da önem tasiyabilir. Zira edebiyatin kültürümüz icindeki baskin yeri, onu ayni zamanda felsefi düsünsel potansiyeli olan bir ifade bicimi haline de getirmistir. Bunun sonucunda, edebiyatci, toplumun ileri gelen düsünür, filozof, aydin ve cözüm getiren kisisi, edebiyat eseri de, sanat degeri yaninda düsüncenin tasiyicisi olarak da görülmüstür.