Yazarin, 2003 yilinda yayimlanan ikinci romani Ekmek ve Ates Düsleri, Ani Silver adindaki yari Ermeni yari Yahudi olan Amerikali bir üniversite ögrencisinin bir degisim programiyla Pariste gecirdigi bir yili anlatiyor. Hikaye her ne kadar 1982-83 yillarinda gecse de, anlati gecmise sik sik dönerek, bizi Aninin sorunlarinin köklerine götürüyor. Aninin Yahudi olan babasinin ölümüyle, Yahudilikle herhangi bir bagi kalmaz ve de kücük yasta annesiyle beraber ninesi ve dedesinin, bir Ermeni kasabasi olarak tarif edilebilecek Watertowndaki evine yerlesir. Bu ev, bir Amerikaliya göre asiri muhafazakar sayilabilecek kurallarla doludur, zira Aninin ninesi ve dedesi 1915ten sonra ABDye göcmüs iki Anadoluludur. Ayrica evin üzerine eski memlekete dair konusulmasi yasak mevzular da cökünce, Ani icin Ermenilik reddedilen bir kimlige dönüsür. Ancak yapayalniz gecen Noel arifesinde, Paris sokaklarinda karsisina cikan eski bir dost, reddettigi kimligini ve bir parcasi olmaya calistigi toplumsal üst sinifi sorgulamasinin ve gecmisi kurcalamasinin önünü acar.

Ekmek ve Ates Düsleri, üst sinif bir Amerikali olmaya calisirken rastlantilar sonucu hayati degisen genc bir kizin ask acisi, kimlik bunalimi, aile iliskileri ve depresyon gibi sorunlarina cogu zaman mizah dolu bir bakisla yaklasan cok güclü bir roman.