Dogustan suclu olmak, suclu görülmek; künyesinde yazili suc aletiyle dolasmak, acilarin en büyügüdür. Yitirilisin Kokusundaki öyküler bir bütünün parcalari gibi, birbirini tamamlayan bir trajedidir. Hayatin acimasiz carkinda yalniz, kimsesiz, caresiz; kanatlari kirik bir güvercinin baris elcisi gibi, siyah düzene bas kaldirisi ve bitmeyen öfkesi daha dinmemisken; beri yanda askin cilesi, caresizligi ve acisina taniklik ettigi büyük sevdasinin yitik ask manzarasi, yikimlarin en büyük erozyonunudur Zinar icin. Büyük kaya parcasi olan adindan ne yazik ki eser kalmamistir.
Her ask, iki tam yalnizlik eder
Hayat bir dizeye sigdirilmaya calisilmistir. Hep hice sayilmak, önemsiz görünmek, arkalari tercih etmek veya kadere boyun egmek. Unutamadigi, büyüsüne kapildigi ulvi askini yüreginde saklayip, o yükü hep tasimistir. Yasamin acimasiz girdabinda; sevdigini animsamak ve hic unutamadigi Ispanyol sevgilisi Februnyaya olan özlemi zirve yapmistir. Unutamaz onu, yüreginin derinliklerinde hep sakli tutmustur.
Icindeki duygulari canli tutar hep, insanca yasamak ister, digerleri gibi. Öteki olmak istemez ama hicbir zaman özgürce yasamadigini, duygu ve düsüncelerini aciklayamadigini, hep suclu muamelesi gördügünü ima etmeye calismistir. Ask öyküsü cok carpici ve etkileyicidir. Yasamin her alaninda oldugu gibi, ask konusunda da dramatik sahnelere tanik oluruz. Aci, hüzün ve keder hic yakasini birakmamistir. Annesine yakarisi, topraga dört elle sarilisi, babaya olan özlem ve sitemi; göz göre göre yitirilen hayatlar ve kaybolan benligi; ritmi bozulan duyulari, tükenen hayat, yitik umutlar ve caresiz, yilgin, bitap düsmüs bir bedeni görürüz.
Yitirilisin Kokusu. Hora gecen dramatik öyküler demetidir.