Bu kitap, cagdas bir ask masali.
Dört sehirde ve her sehir icin acilan bir
kapidan sonra kapanan hüznü...
Kederin ve pismanliklarin arasinda hangi sehirden cikilmissa,
kisa, anlik beklentilerin icinde o kapi kapanmistir sonsuza dek.
Sehirlerin ve kapilarin isimleri cok da önem arzetmeden,
kaderin ve kederin ördügü yola düsen ve sonra yol ayrimina gelen
bir düs öyküsünü anlatan uzun bir hikaye...
Yazarinin dedigi gibi
Sahir düsündü, düsündü, nice yazlari sevmemisti, nice baharlari teget gecmisti, nice hazan yüzünü soldurmustu, bir ömür icinde biriktirdigini bu parka, bu saate, bu yüze tasimisti, arsin gölgesini yoklamisti beklemisti, askin en harli gömlegini giymis beklemisti, susuz cöllerin yolcusu olmustu, kalabalik kervanlara katilip atsiz ve devesiz yollar asmisti, kuyulara yusuf yusuf düsmüstü, bir cikrik gibi susuz kuyulara sarkmisti, dillenmisti, susmustu, öyle bir susmustu, yorulmustu... Yolunu sasiran bedevi gibi serapa susamisti.