Tolga Aydogan, Son Istasyonda yer alan öykülerinde siradan insanlarin kalplerinde yasattiklari o sicak asklari, savrulmalari, kaygilari ve kimi zaman kendilerinden bile sakladiklari sevincleri, korkulari dile getiriyor. Sehrin icinde görmezden gelinen, kaybolan kücük insanlarin büyük hayallerini, tasra havasini teneffüs edeceginiz samimi öykülerle karsiniza cikiyor. Herkesin mutlaka kendinden bir sey bulacagi, ic dünyaniza yapacaginiz bir yolculuk bu kitabin sayfalarinda cümlelerle somutlasarak düslerinize sesleniyor.
Karsisinda göl Karanlik. Ay ilgim salgim, bulutlarin arkasina gizlenmis, gönlü olup didarini gösterse, az biraz parildayiverse isiltisi yaban otlarinin altina gizlenen pasli raylara vurup elmas gibi parlatacak. Az önce yagan yagmurun sogugu cöreklenmis geceye. Durmanin imkani var mi bu yalnizliga terk edilmis istasyonda.
...
Memlekette kacacak yer mi kaldi Zübeyde Benim aklim ermez Kadir. Cepheden uzak olursak canimiz da güvende olurmus diyor babam. Gülümsedi Kadir Memleket güvende degilken insan kendi güvenligini nasil bu kadar düsünür Zübeyde haz etmedi bu cümlelerden. Asti suratini. Sen gidersen bende cepheye giderim Zübeyde Yürek kalkinligiyla Ya biz ne olacagiz Ya memleket Sustu. Uzun uzun bakti Zübeyde. Kadirin gözlerine bakti. Gözlerinin icindeki karanliga Belirsizlige