Dünyayi siniflandirmaktan ve sinirlandirmaktan öte, siniflandirilmis ve sinirlandirilmis bir dünyanin baskalasima ugrayan, dönüsen nesnelerine kulak kabartan deneme, artik siirin unutusun hafizasina terk edilmedigi bir uzamda hatirlamayi ve hatirlanmayi mümkün kilan tek bicim olarak yazinsal zamanin kanat cirpislarina kuracaktir kalp atislarini.
Her bakis bir sinirdir, diyor Ahmet Bozkurt. Anisi olmayan bir zamanin ve hep bir kacisa terk edilen bakisin, tüm nedenselliklerin tükendigi noktada söyleyecek sözünün oldugunu tekrar eden uc metinlerden mürekkep bir kitap Mum Lekesi. Yazinin tüm olabilirlik sinirlarini ifsa eden, hakikatin saf mevcudiyetine yönelik iddiaya siirsel bir aidiyet kazandiran, yazinin handiyse kadraja alinmamis öznesine odaklanan, imgelerle ve dille, dilin dolayimsiz akiskanligi icerisinde kurulan bir dünyanin büyü bozumunu mümkün kilan dil estetigini sinirin sinirsizliginda hatirlatan yeni bir yazi ayraci ayni zamanda.
Yazinin konakladigi tüm duraklarda süregen bir imgeler evreni kuran denemenin yalniz ve kirilgan sesine her satirinda taniklik edeceginiz Mum Lekesi eksik ve eksiltili bir yazi dünyasinin kapilarini araliyor.
Mum Lekesi, kendi kendisine perde olan tüm gölgeleri aradan kaldiran bir bakisla kuruyor denemenin dilini. Sessizligin miriltisi, sözün siddeti ve elbette yaziya icrek bir felsefi duyusun elestirel harmaniyla...
