Somuncu Baba, bir gün firina ekmeklerini sürdü. Pismesini beklerken, yanina Padisah Yildirim Bayezid Hanin damadi Seyyid Emir Sultan geldi. Elinde bir cömlek vardi. Selamün aleyküm baba dedi. O da; Ve aleyküm selam diyerek birbirlerine bakistilar. Baska hicbir kelime konusmadan tanistilar. Emir Sultan, elindeki yemek cömlegini somuncu Babaya verip, icindekinin pisirilmesini rica etti. Somuncu Baba, kabi alip firinin agzindan iceri sürmek istediyse de, cömlegi firina sokamadi. Bir daha denedi, yine olmayinca, Emir Sultana döndü ve; Anladim ki, bu cömlegi firina sen süreceksin dedi. Emir Sultan; Peki diyerek cömlegi aldi ve firinin gözünden iceri rahatlikla sürdü. Fakat firinda hic ates yoktu. Somuncu Baba firinin agzini kapattiktan sonra; Birazdan piser bekleyiniz buyurdu. Bir müddet bekledikten sonra kapak acildi. Firinda hic ates olmadigi halde yemegin pistigini gören Emir Sultan, Somuncu Babanin büyük velilerden oldugunu anladi. Orada tasavvuf üzerinde bir miktar sohbet ederek dost oldular.